Doğada çiçeklerin açtığı, tüm güzelliklerin toprak üstüne çıktığı, yeniden doğuş mevsimi olan bir ilkbahar günü dünyaya geldim.
5-6 yaşlarımda babamın peşinde doğada gezmeye başladığımda elime tutuşturduğu Konika marka fotoğraf makinesi ile başladı doğaya ve fotoğrafa olan tutkum.
“Benim fikrimce bir şeyi fotoğraflayana kadar onu gerçekten gördüğünüzü iddia edemezsiniz” der Emile Zola. Gerçekten de içinde bulunduğumuz dünyaya sadece bakmayıp, içindeki güzellikleri, mutlulukları, hüzünleri, acıları ve yaşanmışlıkları görmemizi sağlar fotoğraf. Elinizdeki makine ile zamanı durdurursunuz adeta, bundan daha büyülü birşey var mı?
Fotoğraf çekmek içimde büyüyen en büyük tutku ve bu tutkuyu bana aşılayan ise Canım Babam…
Öğrenim hayatı sonrası, ulusal yayın yapan iki dergide Genel Yayın Koordinatörlüğü görevini yürütmekteyim. İşim ve fotoğraf tutkum birbirleriyle örtüşüyor, bu yüzden kendimi şanslı sayıyorum.
“Geleceğin cahilleri alfabeyi sökemeyenler değil, fotoğraf çekemeyenler olacak” diyor Walter Benjamin, fotoğraf makineniz elinizden hiç düşmesin ve ışığınız hep bol olsun…
Bora PİR